Thursday, September 3, 2009

part 3-yetersiz kişilikler




''Kişiliğin inanılanın aksine, doğuştan olmadığını ve bizi kuşatan koşullara sıkı sıkıya bağlı olduğunu iddia eden tabula rasa yani 'boş tahta'cılara karşın genetik bilimin yaptığı araştırmalar bir çok hastalığın ve kişilik özelliğinin genlerle aktarıldığını ve genetiğin rolünün sosyal yaşamla kıyaslandığında daha etkili olduğunu söyleme eğilimine girdiğini biliyoruz.Bilmediğimiz ise, beyindeki gri maddesi çok olan Einstein bir yahudi ailesinin değil de bir afgan ailesinin evladı olsaydı yaşamı boyunca hesabını yapacağı tek fizik durumu kurbanlık koyundan akan kanın ivmesi ya da yasak olduğu için ilişkiden kaçınangenç kızın sevgilisiyle ön sevişmeden sonra aceleyle toplanırken başörtüsünün yeni ısınmış bedenine sürtünme kuvvetinden ibaret olacağıydı.
Bazı toplumlar kişiliklerin farklılaşmasını desteklerken, bazıları da sürüdeki kara koyunlardan rahatsız olmuşlardır.'O da senin benim gibi biri' denir bizim topraklarımızda, birbirimizden farkımız olmayacaksa yaşamamızın ne gereği var?
Ürettiği Steryo tiplerle kendi oluşunu olumlayan sistem okul, hastane gibi etüd edilmiş bilgileri sonu açmaz bir tekrar zincirine tabi tutarak bunların istemsizce ezberlenmesine zemin hazırlama ve bireyin yargı ve değer sistemini inşaa etmesine yardımcı olur..
Yetersiz kişilikler uzun süre madde bağımlığı yaşamış, derin ergenlik sorunlarını atlatamamış ya da yaşadığı bir şokun travmanın etkisini üzerinden atamamış kişiler olup sürekli olumlanma ihtiyacı içersindedirler.O da senin gibi, benim gibi, bu da bizden, hep bir yerlere ait olma duygusu esaretindedirler, üzülerek, çoğu kadındır.İkinci konum atılmışlıklarını içlerine sindirmiş, onlardan beklenen rolleri harfiyen uygulamaya and içmiş kadınlar..Elbette kadınlar ağda yapsın, hoş görünsün..ama ağlamak ve duygusallığı kadınla bağdaşlaştıran toplum güçlü kadın karakterleri erkeksi atfederek dışlamaktadır..'''
Bir feminist profesör olarak tanınan Bayan Leibnoz un açıklamalarını okuyan Gwen, ona hak vermesine rağmen makalenin yer aldığı dergiyi kapatır kapatmaz aynanın karşısına geçti ve dipleri çıkmış saçlarını kadınsı bir tavırla düzeltip dudaklarını yalıyordu.'İç güdü' diye düşündü, güzel olmayı bana toplum dayatmıyor ki, bunu ben istiyorum işte!bal gibi ortada bu!
sonra, onun kendisini beğenmesinin sebebinin onu beğenenler olup olmadığını, ya da beğendiği bedenini fitness dergileriyle uyumlulaştırma çabalarının kendi seçimi mi yoksa toplumun dayatması mı olduğunu düşünürken bir anda morali bozuldu.Zeki bir kadın olarak doğmuş, istediği başarıları elde edememişti.Fiziksel olarak şanslı bir görüntüsü vardı ve daima etrafında onunla özel olarak ilgilenen erkeklerden bir deste bulunurdu.Şimdi yaşlanmaya yüz tutmuş otuzlarının ortasında bir kadın olarak toplumun onun zekasını küçümsediğini düşünerek öfkeleniyordu, geçirdiği bir öfke nöbeti sonrası hyundai i-30 uyla en pahalı lüks arabalara otoparkta çarpmış, bu şekilde geri plana itilmiş zekasının hesabını sormuş intikamını almışa benziyordu, bu öfke nöbetlerinden sonra büyük bir rahatlık hissi yayılırdı bedeninde Gwen'in..ama bu hissin yayılması uzun sürmedi, kızkardeşinin aile dostları olan psikiyatrdan randevu alması ve Gwenin sersem bir halde dolaşmasını sağlayan o korkunç Xanax ı kullanmaya başlaması bu şekilde başladı.Evet, öfke nöbetleri yatışmıştı belki, belki daha vurdumduymaz, umursamaz bir tip olmuş sayılırdı, ama içten içe güzelliğine karşı duyduğu tiksinti yerinde duruyordu.Boyalı saçların, 'doğal slikon'lu göğüslerin ve topuklu ayakabıların yerine zekasını kullanmayı istemiş, reddedilmişti.Şimdi kendi haliğyle zekasının da yardımıyla alay ediyordu..
HoglinsChemicals firmasında 17 Ağustos günü gittiği basın ilişkileri sorumlusu görüşmesi için kırmızı klasik bir takım tercih etmişti Gwen..
Asansörden dışarı çıktığı 7. katta bay Reisesteinla karşılaştığında onu farketmedi bile.Fark ettiği bu adamın ilgisiydi, ama buna zaten alışkın olan Gwen için hiç anormal sayılmazdı.7. kattan ayrılıp elinde bir kahve ve gazeteyle parka yöneldiğinde, bilmiyordu, bir adamın ona delicesine aşık olduğunu, ne de bir adamın yüreğine çakıldığından haberi vardı Gwen'in..

Blog Archive