
Önemli Bay Reisensteinın yaşamı bir dizi başarıdan ve kırgınlıklardan ibaretti.Kimya labarotuarında imza attığı başarılara yenilerini eklemekten başka bir güdüsü kalmamıştı adeta.Gerçek hayatta bir yeri olmadığına kendini inandırmıştı.Duygusal tepkilerini bastırmayı küçükken öğrenmiş, tabir yerindeyse bir robota dönüşmeyi istemişti en çok , ve öyle görünüyordu ki Tanrı dualarını yanıtsız bırakmamıştı anlaşılan.Biri onu duygusal açıdan küçük görecek olduğuında, incittiğinde, yetersizliğini veya eksikliğini yüzüne söylediğinde böyle yapardı işte: tuz atardı önündeki yemeğe.Belki görmemek ya da görünmemek için , belki küçük ve tehlikesiz sayılabilecek bir intihar çeşidiydi bu..Kim bilir..Kimsenin birbirini umursamadığı bu dünyada bir fark yaratmaya çalışsanız bile bu okyanusa karşı kürek çekmek demekti çoğu kez ve Bay Yetenekli Reisenstein 'ın böyle boş işlere ayıracak vakti yoktu doğrusu.
Tracey Thorn ve kimya dışında başka bir tutkusu olmayan bay Reisenstein, bir kaç kez bu rahatlatıcı ve unutturucu aynı zamanda hatırlatıcı sesin sahibiyle tanışmak için kolları sıvamış olsa da adamın niyetinin ciddi olduğunu sezen Thorn ortalıktan kaybolmayı iyi bilmişti.Yine de seksenlerin sonunda yaşadığı gençliğini anımsatıyordu ona bu ses, mekanik ama aynı zamanda duyguların da engellenmesinin mümkünatı olmadığını hatırlatıyordu.
O gün öğle yemeğinde de böyle yaptı, onunla birlikte yemeyi reddeden Gwen'e yakın bir yerde oturdu ve tuzluğu eline alıp önündeki tavuk soteyi tuza buladı..