self-oriented biri olduğumu hep düşündüm.
bu yüzden birçok arkadaşım olmasına (ya da öyle değil mi acaba?) rağmen, hiç best friend edinememişimdir.
Bana öyle gelir ki, kelimelerle gesturelarlara dayalı bir iletişimin sınırları öz benliğinizle kurduğunuzun yanında son derece sınırlı ve kısıtlayıcı olarak özetlenebilir.
Kimi zaman kendimi soğuk savaş öncesinde isolationism akımının etkisinde abd gibi, kimi zamansa çok yalnız ve bunalımda olduğumu hissederim.
Hayret verici olan şu ki, bu patetik boyuta vardırılacak kadar pesimizmle yoğrulmuş düşüncelerin hiçbiri bir itici güç oluşturup da beni kendim dışında başka bir varlıkla yakınlık derecesi kurmaya yaklaştırmamıştır.
Vaktinin büyük kısmını iş ya da para kazanmak- için harcayan biri olduğum için üniversiteli burjuva kardeşlerimin sahip oldukları birçok lüksten de mahrum olmamın belki durumum üzerinde bir payı olabilir.Bunun yanısıra, ailemiz de 'her koyun kendi bacağından asılır' atasözü adeta baştacı edilmiştir, gerek mezuniyetlerimde gerek hastalığımda hiç bir zaman yanımda olmayan ailem; bana bu duyguyu 'self-service' geliştirmemde katkısı olmuş olabilir.
Bir freudyen seansın daha sonuna geldik sevgili izleyiciler. Bir dahaki psike-analiz sekansına değin kendinize iyi bakınız, burnunuzdan kıl aldırmayınız..
Wednesday, December 22, 2010
montaigne denemeleri nasıl oldu da blog yazılarına evrildi..
muazzam mecra..internet..tuşların tıkırtısı diye 15 yaşlarında kız bir suser var misal..olağan üzeri..
ben onun yazdıklarını okudukça pek bi ilginç hissediyorum..deftere kalemle yazmak ayrı benim için, öyle herkeslerin tek tıkla girip okuyabildiği yerlerde kalbimi açamam, düşüncelerimi ifade etmektense oldum olası çekinmişimdir, uygunsuz olacaklarını bildiğim için klişeleri sonsuz bir tekrar dizisine sokmuş tekrardan bıkmayan kişiler yanında olduğum için..
susarım..
susardım..
sustum...
neyse hayatımdaokuduğum en iyi eserler thomas mannın , hessenin ve
ben onun yazdıklarını okudukça pek bi ilginç hissediyorum..deftere kalemle yazmak ayrı benim için, öyle herkeslerin tek tıkla girip okuyabildiği yerlerde kalbimi açamam, düşüncelerimi ifade etmektense oldum olası çekinmişimdir, uygunsuz olacaklarını bildiğim için klişeleri sonsuz bir tekrar dizisine sokmuş tekrardan bıkmayan kişiler yanında olduğum için..
susarım..
susardım..
sustum...
neyse hayatımdaokuduğum en iyi eserler thomas mannın , hessenin ve
Subscribe to:
Posts (Atom)
Blog Archive
- September (1)
- May (1)
- March (2)
- October (1)
- March (1)
- June (1)
- March (1)
- December (8)
- October (2)
- July (2)
- March (2)
- January (2)
- July (1)
- June (10)
- April (1)
- March (3)
- February (4)
- January (21)
- December (10)
- November (7)
- October (39)
- September (51)
- August (4)
- July (2)
- June (4)
- May (4)
- February (4)
- January (8)
- December (2)
- November (9)
- October (2)
- August (2)
- July (5)
- June (1)
- May (5)
- April (4)
- March (18)
- February (3)
- January (3)
- December (5)
- November (7)
- October (6)
- September (12)
- June (2)
- February (2)
- August (1)