Friday, October 30, 2009

veşair


şiir düşen kanatlarım

gözaltı morluklarım

senin eserin

ellerimse

benim hep benim

onları kimseye

vermeyeceğim..

Thursday, October 22, 2009

Sunday, October 11, 2009

i aint no gisele bundchen baby..


göz altı torabalarınızı kapatmak için bu concealerı uygulayalım dedi satıcı, ben gülerken.yüzündeki çizgiler ama diyecek oldu bir arkadaşımda geçen hafta, ne olmuş onlara diye sordum belirginleşmişler dedi,

aynaya baktığımda mimik çizgilerimi göz altı torbalarımı ve top gibi minik burnumun üstünde beliren yeşil ışıldayan gözlerimi ve boynumun altındaki sivilce izlerimi bile seviyorum.doğrusu pes, bunlarda sevilir mi canım dediğinizi duyar gibiyim, yanıtım elbette sevilir!şöyle izah edeyim müsade buyurursanız...

yok ya anlamına gelen sol yanağımdaki çizgi bana babamdan yadigar.efendim kendisi atıp tutmayı yok yere sözler vermeyi sözünde duramamak kadar başaran birisidir ve yıllarca onunla aynı evde yaşadığımdan değilse de her allahın günü telefonda konuştuğumuzdan bu çizgi yüzümde iyice belirginleşti.

Sağ alnımdaki çizgiler ve sağ yanağımdaki minik çukur(onu o kadar seviyorum ki gölcük adını taktım )hoşuma giden bir şey yaptığımda belirir.öyleyse daha çok çizgi mi ?neden olmasın...

sonra minik çilleri ve sayısı çok benlerimi de beauty marks olarak kabul ettim , oldu gitti:)

yaşanmışlıklarınızın sizden alınmasına izin vermeyin, aslında hepimiz bir savaşın içine doğarız.bireyin toplum karşısında verdiği savaşın içine ..bireyi seçin, koyunlaşmayın, kendiniz gibi davranın, uygunsuz olsa dahi..bu samimiyetsizce yapılmış uygun davranıştan yeğdir.


Friday, October 9, 2009

king of sorrow


I'm crying everyone's tearsAnd there inside our private warI died the night beforeAnd all of these remnants of joy and disasterWhat am I suppose to doI want to cook you a soup that warms your soulBut nothing would change, nothing would change at allIt's just a day that brings it all aboutJust another day and nothing's any goodThe DJ's playing the same songI have so much to doI have to carry onI wonder if this grief will ever let me goI feel like I am the king of sorrow, yeahThe king of sorrowI suppose I could just walk awayBut I'll disappoint my future if I stayIt's just a day that brings it all aboutJust another day and nothing's any goodThe DJ's playing the same songI have so much to doI have to carry onI wonder will this grief ever be goneWill it ever goI'm the king of sorrow, yeahThe king of sorrowI'm crying everyone's tearsI have already paid for all my future sinsThere's nothing anyone Can say to take this awayIt's just another day and nothing's any goodI'm the king of sorrow, yeahKing of sorrowI'm the king of sorrow, yeahKing of sorrow

Tuesday, October 6, 2009

bowling oyunu


Bir bowling topu gibi hissediyorum adeta' dedi Reisenstein,psikiyatrist Karel ın dalgın ve düşünceli bakışlarına aldırmadan, 'önüme çıkan herşeyi devirmeyi istiyorum, elimde değil' Karel bir an 'hayır, bu elinizde bayım' demek istedi ama onun yerine yutkundu ve sustu ve önünde hasta vakalarının kayıtlı olduğu o deftere bir iki anlamsız çizgi kondurdu sonra.Reisenstein devam ediyordu:'Herkesi bir bowling sopası gibi görmekten kendimi alıkoyamıyorum işte, ne tuhaf değil mi?oysa hep satranç oynamamız gerekir gibi, ama devirmek bir his, ve karşınızdaki yere serildiğinde yaşadığınız o tatmin...'Karel hastayla ilgili bir ipucu bulmuştu.Hastaları arasında anlamakta en zorlandığı grubu oluşturuyordu obsesifler, öyle ya obsesiflerin çoğu kendini bile anlamazdı zaten bir tekrar içinde bir sistem inşa ederler ve onu uygularlardı yalnızca.Bay Reisenstein'ın egosunun karşısındakini alt-etmeye programlanmış olduğu sonuca varmıştı Karel ve bunun onun ortaokul boyunca devam ettiği hristiyan ailelerinin çocuklarının çoğunlukta olduğu okulunda benliğinde duyumsadığı yahudi-dışlanmışlığıyla ilişkisi olup olmayacağını düşündü, yine de bu varsayımdan ibaretti tabi.

Öğle yemeğinde iki spangleyi mideye indirmiş, böylelikle düşük kalorili besin diyetinin dışına çıkmıştı,sebebiyse yeni tanıştığı latin amerikalı dansçı ricky'nin ona ilgi göstermemesine canı sıkılmış olmasıydı.Bu genç dansçıdan ve onun egzotik yaşam dolu enerjisinden çok etkilenen Karel gün boyu Ricky'nin telefonuna altı cevapsız çağrı ve bir kaç anlamsız mesaj bırakmaktan kendini alıkoyamamıştı .

Monday, October 5, 2009

i couldnt sleep

sorry the night!
i 'll catch you later...
uyu-
yamadım
saçma sapan sorular zihnimde yaz kampı kurdu ateş yaktı ve işgal bölgesinden barbekü kokuları yükseliyor...
terk edilen şehir özletiyor kendini tüm yoksunluğuna rağmen
bir de gelecek kaygısı vesair..
üstelik son zamanlarda sırtından bıçaklanma ve yok yere hakarete uğrama da cabası
bu topluma açık bir uyarıdır
üstüme varma...

lodosla bir olup gezsem bu ara
b,lmediğim kuzey kentlerinde
balıkçılarla sohbet etsem ve
ben ben olsam yine yitirdiğim
vasconselosun öykülerinde
ama yarın harika bir gün olucak!
balıkçı barınağında 2 kadeh birbirine dokunduğunda
yaşamda güven yok ama yine de
yıllanmış dostlukların tadı lezzeti sohbet yarışır olucak elimdeki kadehin lezzeti ile..

bunun dışında
şükür iyiyim....

Blog Archive