Saturday, October 5, 2013
Nurullah Atac, kış mevsimi ve bozuk şemsiye
İstanbulda sonbahar adli Teomanın son derece slow parcasi gitarda dogru duzgun ogrenip de calmayi becerebildigim tek sarkiydi. Yanlis bir secim yaptigimi, bu sarkinin yakin gelecekte istanbulda sonbaharin kaybolusuyla birlikte beni ele verecegini o zamanlar bilemezdim..
Teoman bu sarkiyi bestelediginde yil 2007 olmaliydi , istanbulda yagmurluk, ince bir sal ve kalin lastik pabuclarla iki, uc ayi gecirebileceginiz bir mevsimdi o zaman sonbahar..bir ihlamur ya da manolya agacindan dokulmus buyuk sari yapraklarinin uzerine bastiginizda cikan hisirti sehrin dokusunun bu yapraklarla bezenmis olmasi, birden bastiran yagmurun karsisinda cantalarini ve bazen plastik posetlerinibaslarinin uzerinde tasiyan insanlara caddelerde rastlamak o zaman olagandi..
Oysa son dort bes yildir mevsim gecisleri sonbahar filan hic yasanmiyordu. Doktor halamin Kanada dan yolladigi o posta kartlarindaki tariflerine oykunmustu Turkiyede hava..iki gun oncesinde yazlik rengarenk tiril tiril elbiselerle gezerken, uc gun sonra kendinizi kalin koyu renkli agir montlar kazaklar icinde buluyordunuz. Neresinden hesaplarsaniz hesaplayin en az dort kilo yukluyordu kis size...
Tabii ki tek yukledigi bu da degildi..
Ortadogunun en demokrat musluman , egosu sisik liderli ulkesi oldugumuz gerceginin yaninda elektrigin en pahali oldugu ulkesi oldugumuzun ne onemi vardi? Yeterki dis medya iyi veya kotu bir sekilde Turkiyeden ve onu muhtesem yuzyilin remakeine tasiyan lideri Keldogan dan bahsetmeye devametsin..Artan evsiz sayisinin, eve kapatilan kadin sayisinin, artan siddetin bilancosunun da acikcasidis basinda yer almamiz ve giderek daha unlu bir ulke olmamizin yaninda bir onemi bulunmuyordu.
Siyasetten uzaklasip oykumu anlatmaya devam edecegim, elektrik dogalgaz faturasinin kis ayinda neredeyse odediginiz kira ile olcusecek duzeyde hatiri sayilir bir maliyeti olmasi gercegi de oy pusulasinda turk halkinin balik hafizasinin aglarina takilip, unutulup gidiyordu..
Kisin size yukledikleri arasinda bu da vardi..
Sonra illa ki ozenle magazadan satin aldiginiz rengini kumasini begendiginiz semsiyeleri ya otobuste veya arabada dusurecek ya da girdiginiz bir kafede birakacaktiniz.. Disarida aniden bastiran yagmur sizi cok gecmeden sokak saticilarina yonlendirecek elinizde plastikten bes liralik semsiyeyle yururken artik onu dusurme telasi yasamadiginizdan , dusurseniz bile elli metre ileride sokak saticisindan yenisini tedariklenirdiniz, bu tarz kucuk kalemleri gormezden gelecektiniz..
Kisin acimasiz sureti ise sizi izlemeye devam edecekti..
Hava sartlarinin olumlu olmasi durumunda keyifle yurunulecek mesafeler bile gozunuzde buyur, ruzgarin sogugu ugultusuyla kulaklariniza fisildatken , gozleriniz en yakin bos gecen taksiyi durdurma telasiyla caddeye takilacakti..
Sonra kisin bu acimasiz suretinden faydalanan kafe sahipleri firsat bu firsat diye dusundukleri icin yazin sinek avlayan mekanlarinda cayin, kahvenin fiyatini bibucukla carpar, soguyan ellerinizi isitmak icin girdiginiz kafede hosgeldiniz edasiyla pispis siritan bir garsonu da daim hazir bulundururlardi.
Kisin en olumlu yaniysa bana kalirsa, yazin gunesin yuklefigi o hiper enerjiden siyrimis, hadi ne yapiyoruz, aksam nerede raki- balik yapalim, hava guzel Cemalleri arayalim, en yakin tatili istanbulda bos gevirmeyelim bir program yapalimciliktan sizi az olsun uzaklastirip sicak bir mekan sicak bir icecek ve az hos sohbetle yetinen bireylere donusturmesidir.
Yaz sizi simartirken, kis terbiye etmektedir. Sonra herkes bilir ki kis kitap okuma mevsimidir, uzerinizde inceden desenini begendiginiz bir battaniyeniz, syakucunda kefiniz, kopeginiz yaninizda mutlaka onceden dilimlenmis portakal, mandalinaniz ve dumani tuten fincanda adacayiniz da mevcutsa.. Artik birer Nurullah Atacsiniz demektir..
Ve herkes sunu iyi bilir ki yazdonemi cikan kitaplarin kaderi gunes yagina bulanmaya, kumlanmaya ve cabucak unutulmaya mahkumdur. Oysa kisin yayimlananlar oyle mi?
Hep Nurullah Ataclarla bulusur, sayisi az da olsa gercek okuruna kavusurlar..
Kizil kadin mi sarisin kadin mi ( ya da tam tersi)
Man loves blond...Erkekler sarisin sever..
Ben de erkek olsam sari saci sevebilir, pekala sarisin kadinlardan hoslanabilirdim. Gel gor ki bir kadin olarak sari saci sevmek hic de kolay degildi. Bir kere cabuk yipraniyordu, sacin rengini acmak icin daha cok oreal gerektigini soylemisti kuaforum.Sonra en kanli canli saglikli kadini bile solgun gosteriyordu, makyajsiz bir halta benzemezdiniz.
Buna ragmen tum reklamlarda, dergilerde, film yildizlarinin saclarinin yetmislik bir yuzdeyle sari oldugunu gozlemlemistim..Sari sac prim yapiyordu..
Niyeyse sarisin kadinlarin guzel, bakimli, zengin kocalari olan, asla otobuse binmeyen, her yere taksiyle giden, erkeginin sozunden disari cikmayan, bunalima depresyona yatkin( oyle ya, gelmis gecmis en buyuk sarisin Monroe intihar ederek hayatina son vermisti) olduklari yonunde mevcut bir algim bulunuyordu.
Zaman zaman, ozellikle izmire dondugum ve yapacak bir sey bulamadigim 25-27 yaslarim arasi donemde ben de bir donem cevremden mutevellit bu kadinlara oykunmus, saclarimi sari renge boyatmistim. Sonra surekli makyaj yapmanin ve ayda bir duzenli olarak kuafore gitmenin , ki gitmezseniz sacinizin Temizlikci Aysel ablanin elindeki saman supurgeden farkli bir yani kalmiyordu, bana gore olmadigini anlayip tekrar kizila dondum.
Kizila tabii..Kizil ne de olsa sosyalist bir renkti..
Nazim Hikmetin karisina mektubunda seslendigi gibi kalplerin kizil sacli bacisi, gercekten, Nazim karisina neden baci diye seslenmisti ki, olmak istiyordum belki de.. Sonra sarisinlarin Monroesu varsa kizillarin Rita Haiworth i vardi..
Acikcasi yuvarlak cilli yuzume, yesil gozlerime ve beyaz tenime en uygun rengin kizil oldugu hem yakin cevrem hem de kuaforlerce tasdik edilmisti.
Zaman icinde tum tonlarini da denedim ki kizilin tonlarinin adlari muthistir. Kullu kumral, kestane kahverengi gibi insana heves zevk vermeyen isimlerin aksine ates kizili, sarap kizili insana sacini o renge boyarsa ates gibi seksi olacagi izlemini veriyordu. Sanki saclarimi kizila boyarsam herkes arkamdan ' sarap gibi kadin' diyecekti. Bu tezi haksiz cikaran yolda sokakta rastladigim yasli teyzelerin kizil ve genellikle kisa saclari ise adeta sinirimi bozuyordu. Bir kere onlarin sac rengi beyaz oldugundan tam tonunu gosteriyordu kizil rengi, bense ne kadar ugrasirsam ugrasayim hicbir zaman kutunun uzerindeki kadinin sacinin rengini tutturamiyordum. Kuafore gitsem de sonuc degismiyordu. Bir suru katalog icerisinden secip' bu olsun ' diye gosterdigim renkle ilgisiz baska bir renk cikiyordu sonucta..Biraz kuafordencekindigim biraz da is isten gectidiye dusundugum icin ' guzel olmus'deyip kuafor koltugundan kalkip caddeye ciktigimda gene beyaz zeminin uzerine tam rengini tutturmus kizil kisa sacli yasli kadinlari gorup sinirleniyordum. Yoksa biri bu kadinlara saclarini sarap kizilina boyarlarsa sarap gibi kadinlar olacagini mi soyluyordu? Onlarda mi ayni vaatle kandiriliyorlardi? Kararliydim, aksam esime su kizil sarap gibi kadin hikayesini soracaktim, beni sevdigi ve onu terketmemem icin kirmak istemedigini fazlasiyla belli etmisti : 'elbette askim, dedi, hem sana her renk yakisiyor'
Ne kadar sansliydim, hem cinslerim bir kac iltifat duymak icin pahali alis veris merkezlerinde kuaforlerde cirit atarlarken, ben tum ilgi ve iltifati evde kocamdan duyuyordum. Aslinda bunun zamanla beni avmlerin kuaforlerin ve tatlicilarin disina tasidigini sonra farkedecektim.
Ve seviyorum.. Kizil saclarimi.Asla kartondaki rengi tutmayacagini bile bile...Belki altmis yasima geldigimde tam rengini tuttururum ve o zaman kimse demese bile kocam eger yanimda olursa soyler: 'sarap gibi kadinsin..'
Subscribe to:
Posts (Atom)
Blog Archive
- September (1)
- May (1)
- March (2)
- October (1)
- March (1)
- June (1)
- March (1)
- December (8)
- October (2)
- July (2)
- March (2)
- January (2)
- July (1)
- June (10)
- April (1)
- March (3)
- February (4)
- January (21)
- December (10)
- November (7)
- October (39)
- September (51)
- August (4)
- July (2)
- June (4)
- May (4)
- February (4)
- January (8)
- December (2)
- November (9)
- October (2)
- August (2)
- July (5)
- June (1)
- May (5)
- April (4)
- March (18)
- February (3)
- January (3)
- December (5)
- November (7)
- October (6)
- September (12)
- June (2)
- February (2)
- August (1)