Tuesday, March 30, 2010

Monday, March 29, 2010

CATHING SPACEBIRDS-by DENİZ ENHOŞ


He noddled twice and than tried to simplify himself out of ambiquity.I asked my little brother whether he saw that.That of catching the spacebirds..A lonely bussiness..
Thats what my father does for living.He catches the spacebirds so they dont harm anyone, noone is willing to have some change nowadays.Everyone is so stucked into their routines, the statu quo.They are ready to pay if someone appears to avoid the thriller the adventure out of their lives.
Since the end of the fourth world war, it is like this.My father is a spacebird catcher, we all depend on his job .So far, i said, cause i found myself a new job on a skater shop.Where you can find dozen of skates, boards, cds, comic books, t-shirts, fancy shoes and all the cool stuff.The kind that will give you a unique kind of disattachment from others, the same kind your employee parents will hate of..

We call some quitters, when they hang out around our shop just to pass their adolesence.But those who keep on visiting buying from us, the pathetic crown of those nerds, freaks, fragiles loosers and weirdos, and all the cool people i really started to dislike them after entering this job.We are all fucking posers in the end.

I respect my father a lot.Once he took me with him and a spacebird flied so close by me up to then, afterwards i dont remember to much.I was just afraid..Frusturated..Too passive maybe..I couldnt neglect though my fathers growing charisma once the birds were about to take me..

Saturday, March 20, 2010

beni öp sonra doğur beni


şimdi
utançtır tanelenen
sarışın çocukların başaklarında.

ovadan
gözü bağlı bir leylak kokusu ovadan
çeviriyor o küçücük güneşimizi.

taşarak evlerden taraçalardan
gelip sesime yerleşiyor.

sesimin esnek baldıranı
sesimin alaca baldıranı.

ve kuşlara doğru
fildişi: rüzgarın tavrı.
dağ: güneş iskeleti.

tahta heykeller arasında
denizin yavrusu kocaman.

kan görüyorum taş görüyorum
bütün heykeller arasında
karabasan ılık acemi
- uykusuzluğun sütlü inciri -
kovanlara sızmıyor.

annem çok küçükken öldü
beni öp, sonra doğur beni.

cemal süreya)

Wednesday, March 17, 2010

bahtsız fareyi labaratuvarda cümlesi ...er


Bu dünyada farelere çok şey borçlu olduğumuzu çarçabuk unutuverme eğilimindeyiz sayın okur..bilim insanlarının (bilim adamı, bilim kadınının oluşturduğu birleşim kümesi) ellerinde adeta oyuncak haline gelmiş zavallı fare kardeşlerime gitsin bu yazı..hayvan hakkı savunucularına sesleniyoruz..
bir aslan miyav dedi
minik fare kükredi..
tabii ya, kükredi, zira o kadar lithiumu baban da yese kürklerdi aslan gibi. ya hiç düşünmüyoruz çoğu kez, sevgili kokur, bize öğğğğğğretilen bebelik şarkılarının manalarını falan..
Sizleri ciddiyete davet ediyorum bi dakikalığına, şu bahsi geçen minik fare niye kükrüyor, bir olup düşünelim..GDO sunun değiştirilmiş olmasından korkuyoruz.
ama bu gerçeği bizden yıllar , uzun yıllar evvel fark eden sanatçı Kayahan ağbimiz duruma el atmış, pantalon askılarının ortasından fışkıran koca göbüşüne aldırmayarak kamera karşısına geçip bir de klip yapmış idi.bilmem ki anımsayanınız var imi?
tüm bahtsızlığına rağmen fare kardeşlerimi selamlıyor, insanlığın yaşaması uğruna kaybedilen şehit farelerimizi anmak için sizleri bir dakikalığına saygı duruşuna davet ediyorum..

Saturday, March 13, 2010

Friday, March 12, 2010

MOTTO

BİR SAÇMALIĞIN İÇİNE DOĞMUŞ OLMAK,
O SAÇMALIĞI DEVAM ETTİRME ZORUNLULUĞUNU
İÇERMEZ

Wednesday, March 10, 2010

Monday, March 8, 2010

Mor ve Ötesi - Küçük Sevgilim şarkı sözleri

benim küçük sevgilim

sen bana neler yaptın
böldün parça parça
onlar bilmez onlar bilmez
bakarlar yüzüme
sanki yoksun gibi
sanki yalanmışız gibi

benim küçük sevgilim
sen bana neler yaptın
kırdın defalarca
onlar bilmez onlar bilmez
vururlar yüzüme
sanki yoksu gibi
sanki yalanmışız gibi

benim küçük sevgilim
ben sana neler yaptım
kızdım sayfalarca
onlar bilmez onlar bilmez
yakarlar canımı
sanki yoksun gibi
sanki yalanmışız gibi

benim küçük sevgilim

Sunday, March 7, 2010

yalnızca 99 lira, üstelik taksitle..



Dünya
unutkanlaşıyorsun yaşlandıkça
sayfalara gömdüğün kahramanların birer imge ve
kopyalanıp çoğaltıldıkları
anlaşıldıkları anlamını
taşımıyor.

Dünya
yalnızlaşıyorsun yaşlandıkça
birlikte vakit geçirmenin keyfini çıkarmamamız için mi tüm bunlar
bu rezalet, kepazelik
savaşa çağırıyorsun barış dururken
anlamak zenginken sığ sıfatlarınla damgalıyorsun

İlgim azalıyor sana dünya
Seni Tanıdıkça


Tartışma istiyorum senden
hoş görü değilsede
bir olup aklın elverdiğince
birmiş gibi yapmayı

ve rahatsız etme beni gereksiz seslerinle
görüyorsun ya çalışıyorum
umursamadıklarına bakıp bakıp
iç geçiriyorum

herkes aynı şeyi sever ve aynı şeyden nefret eder
bunu sana öğrettiğim günü hatırla
her bütünlükte bir çelişki ve çıkarcılar yalnızca bilebilir
kardeşliği

yine de kötünün iyisi olsun
gerçek olsun
yalan olmasın


ps:ıllustration by Turgut Demir

Blog Archive